15 Temmuz 2009 Çarşamba

Interrogation (1982)


Zamanında yazıp hiç bir yerde yayınlamadığım film kritikleri var. Bunları güncelleştirerek burada paylaşmak istiyorum. Açıkçası üzerinden çok zaman geçmiş, filmleri hayal meyal hatırlıyorum ama yazdığım dönemki güncel olaylardan ve yazım hatalarından arındırarak burada paylaşmaya karar verdim. Devamı gelecek.


Rusya'da "Stalin cani miydi değil miydi?" tartışması çıkmıştı bir aralar. Kruşçev'in Stalin hakkındaki sözlerinin ortaya çıkmasından sonra Stalinistler, bu tarihi şahsiyetin masum ve iyilik perisi insan olduğunu ispatlamak için muazzam bir gayrete girişmişlerdi. Sanıyorum bu konuda geri kalanları ikna etmeleri için Stalin gibi milyonlarca insanı temizlemeleri gerekecek. Stalin rejiminin çok sert etkisinin 1950'lere dek Doğu Avrupa'daki etkisini burada anlatacak değiliz. Bilen biliyor, bilmeyenlere kaynak çok. Ancak bu etkiyi çok daha iyi anlamak için bu ülkelerdeki yaşananlara daha yakından bakmak gerektiği açık. Yönetmen Ryszard Bugajski'yi de tam bunu yapıyor işte. Şimdi "Polonya" dendiğinde sizin aklınıza neler gelir bilmiyorum ama ben aklıma gelenleri sayayım: Tabi hemen Kieslowski, Lech Walesa, Auschwitz, Polonezköy ve Irak savaşına asker göndermiş bir ülke ve müteveffa Papa John Paul.



Polonya sinemasını sorarsanız Kieslowski, Roman Polanski, Andrzej Wajda haricinde başka bir isim sayamam. Polonya Film Stüdyosu Film Ünitesi X'de Andrzej Wajda ile birlikte çalışmış olan Ryszard Bugajski'nin ismini de akılda kalacak isimlere eklemek lazım. 1950'lerde Stalinist etki altında ezilen Polonya'da gelişen bir hikayeyi anlatıyor bizlere bu müstesna filminde. İlginç olan şey, Film Stüdyosu da komünist rejim altında çalışmasına rağmen senaryonun Kültür Komitesi tarafından onaylanmış olması. Ancak kısa sürede yaklaşan tehlikenin sinyali alınmış ve film yasaklanmış. Hikayemiz Antonina Dziwisz'in bir eğlence dönüşü aşırı alkollüyken apar topar hapishaneye götürülüp sabah koğuşta uyanmasıyla başlıyor. Ne kabus ama! Bir gece önce bir sürü insan önünde şarkılar söyle, eğlen ve coş ertesi sabah gözünü bir koğuşta aç. Tabi hemen ardından filme de adını veren bitmek bilmeyen sorgulamalar, acılar, ızdıraplar.

Filmin imd adresi şöyle: http://us.imdb.com/title/tt0084548/

Antonina rolündeki Krystyna Janda'yı tanımıyoruz ancak binbaşı Zawada rolündeki Janusz Gajos'u hemen gözümüz bir yerden ısırıyor. Dekalogların değişmez esas oyuncusunu tanımamak olmaz. Antonina tamamen masum olmasına rağmen uyduruk, saçma sapan bir sürü suçlamayla karşılaşırken tüm hayatı didik edilmeye başlanır. Hatta ilk sorulardan birisi bekaretini nasıl kaybettiğidir. Başlangıçta sakin geçen sorgulamalar Antonina'nın direnci ve inadı nedeniyle kontrolden çıkar ve işkenceye varan uygulamalar maruz kalır. Sonrasında ise hayatı tümden değişecektir...Benzer izlekte filmleri sayar isek Sophie Scholl - Die Letzten Tages, Arjantin sinemasından unutulmaz ve çok sarsıcı Garage Olimpo ilk aklıma gelenler. Ancak bunlar arasında Sophie Scholl'un maruz kaldığı fazlasıyla medeni bir sorgulamaydı. Antonina'nın sonu Sophie'den farklı olsa da bu olaydan sonra başına gelenler ve kalıcı etkileri hayatının geri kalanını etkileyecek derecede.



Film 1982 yılının yaz ve sonbahar aylarında çekildikten sonra uzun bir aradan sonra bir şekilde yurt dışına çıkartılıyor ve 1990 yılında Cannes Film Festivalinde Krystyna Janda'ya muazzam oyunculuğundan ötürü en iyi kadın oyuncu ödülü getiriyor. Hakikaten Krystyna Janda büyüleyici ve son derece inandırıcı dört dörtlük bir oyunculuk çıkarmış. Hatta iddia ediyorum rolünü yaşamış. Son bir not olarak Agnieszka Holland'ın filmde önemli bir rolü olması. Agnieszka Holland kimdir onu burada anlatma misyonum yok tabi. Hap bilgiye alışmak tembelliğe götürür sinemaseveri ;) Sekiz yıllık yasaklamaya maruz kalmış siyasi yönü ağır basan ama kendi açımdan sinemasal ve sanatsalaçıdan çok başarılı bulduğum bir yapıt.

Bulursanız, görürseniz izleyin efendim..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder